ÇOCUKLARA KOD (PROGRAMLAMA) ÖĞRETMEK IÇIN 4 ARAÇ

Dünyamız daha çok teknoloji odaklı hale geldikçe; artık çocuklarımıza bilgisayar kullanmasından çok, bilgisayarı, programları ve oynadıkları oyunları kendi kendilerine nasıl inşa edeceğini öğretmeliyiz...

BILIŞIM TEKNOLOJILERI DERSI VE ÖĞRETMENLERI HAKKINDA YANLIŞ BILINENLER

Bilişim Teknolojileri öğretmeni olarak (henüz atanamadım) söylemek istediklerimin tümüdür...

WINDOWS MOBILE 6.1, WINDOWS 7, .NET FRAMEWORK

Yine bir merak üzerine yola çıktım...

BIRAZ RENKLERLE UĞRAŞALIM : CROSS-PROGRESSING

Elimden geldiğince Paint.net ile cross-progressing yapmaya çalışacağım. Birlikte izleyelim bakalım nasıl bir sonuç çıkacak...

Blogger Tricks

27 Mayıs 2009 Çarşamba

dikili ağacım olsun & carbongrove.com

Teknoloji konusunda sınır tanımayayım, oturduğum yerden ağaç dikeyim, şu Dünya’da bir dikili ağacım olsun dedim. Duydum ki http://www.carbongrove.com da 6 haftadan fazla süre ile bir ağaç yetiştirirsem Microsoft benim adıma bir ağaç dikecekmiş. Ne kadar süre oldu bilmiyorum ama her hafta e-posta kutuma bir link gönderdiler, ona tıkladıkça ağacım büyüdü. Ama tabi ki bu site sadece Internet Explorer’da açılabiliyor.

Neyse işte ağacımın son hali;

carbongrove 

Ve Microsoft’un bana gönderdiği teşekkür mesajı;

Thanks for helping the environment, and thanks for using Carbon Grove.


Thanks to everyone who planted a tree in the Carbon Grove and watched it grow for more than six weeks. As a reward for your efforts, Internet Explorer is planting a REAL tree in a REAL forest on your behalf in association with American Forests—a worldwide environmental tree planting non-profit. This year American Forests will be planting 3.2 million new trees from Alaska to West Virginia and from Cameroon to Peru in over 35 ecosystem restoration projects worldwide. Microsoft is proud to have supported this program and
we couldn’t have done it without you.  Thanks again for your actions to help restore the environment and for using Internet Explorer.

Alaska’dan West Virginia’ya ve Cameroon’dan Peru’ya kadar 3.2 Milyon ağaç dikmişler.

Nereye diktikleri beni pek ilgilendirmiyor açıkçası. HPIM1685Önemli olan ağaç dikmiş olmak. Örneğin geçenlerde yine böyle ağaç dikelim ama bu kez gerçek dünyada dedik ve 1. OMÜ Ağaçlandırma Bayramı’na katılarak Üniversitemiz kampüsü içerinde bir alana ağaç diktik. Artık OMÜ’de 3 tane dikili ağacım var. Bir kiraz, bir elma, diğerinin adına bakmadım. Mezun olduktan sonra tekrar yolumuz oraya düşerse, “bu ağacıda ben dikmiştim” derim artık. :)

24 Mayıs 2009 Pazar

Sharpizm - C#

Tarih : 17 mayıs ile 18 mayısı birbirine bağlayan gece
Yer : OMU BÖTE öğrencilerini taşıyan otobus :)

OMU BÖTE (ve içlerindeki 4 Sharpist) Teknolojiye susayan OMÜ BÖTE öğrencileri 3.Ulusal BÖTE Öğrenci Kurultayına katılıp teknoloji susuzluklarını dindirdikten sonra kafalarının üzerinde bir ampulle Samsun’a geri dönmekteydiler.

O kafiledeki bir grup öğrenci dönüş yolunda teknoloji sohbeti yaparken birden katıldıkları Yazılımda Kariyer seminerindeki bir cümle bu felsefi akımın çıkış noktası oldu.

“Eğer bir yabancı dil öğrenecekseniz en yaygın olanı ingilizcedir, İngilizce öğrenmenizi tavsiye ederm. Eğer programlama dili öğrenecekseniz de C#”

Daha sonra çeşitli konular ve projeler üzerinde konuştuktan sonra , günün yorgunluğu ve gecenin uykusuzluğu yüzünden geçirdikleri sağ beyin lobu sulanması yüzünden içlerinden biri diğerine sharpşallaşma diye felsefik bir uyarı yaptı. Daha sonra diğeri de ona sharpşal sharpşal konuşma diyerek tepkisini belirtmişti...
İşte bu espriler daha sonra diğer arkadaşların da katılımıyla artarak devam etti ve sonunda o geceden doğan ateş tüm teknoloji dünyasını saracak bir felsefi akımına dönüştü.
Arkadaşlar Sharpizm-C# felsefesinin doğuş noktası budur. Teknoloji ile ığraşan herkese iyi sharplar :)

(Bu akımın kurucuları H.Kübra KÖSE, H.Ziya SAĞBAŞ, Halil KARAKAYA, Emrah ALTUN olup; akımı kurmakla kalmamış, bir proje grubu oluşturmuş ve adını da Sharp.Mat koymuşlardır...)

Nice Sharp Projelere...

Bu da Facebook Grubumuz : http://www.facebook.com/group.php?gid=81389294801 

(Yazının aslını yazan web-de-ben arkadaşımıza teşekkürler.. Arada bir kaç düzeltme yaptım. Umarım sorun olmaz :) )

18 Mayıs 2009 Pazartesi

3. Ulusal BÖTE Öğrenci Kurultayı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (OGÜ), BÖTE Güzel olacak sloganıyla yola çıktı.

DSCN0704 Herşey mükemmel oldu. Kusursuz geçen bir organizasyon, dolu dolu 2 gün.

Biz OMU BÖTE 2 gün boyunca hem eğlenceyi hem de öğrenmeyi son noktasında yaşadık.

2 Gün boyunca katıldığım yaklaşık 12 konferans boyunca genel olarak dikkatimi çeken ya da aklımda kalan cümleleri paylaşmak istiyorum.

  • 12 yaşınca program yazabilecek gençler yetiştirebilmek
  • k12 seviyesinde programcılık
  • BÖTE’den kariyer geliştirme (Öğretmenlik – Teknik Alan – Eğitim Teknolojisi – Akademik)
  • BÖTE ders programında 1.sınıf tanıma başlangıç yılıdır. 2.Sınıf alışma,3sınıf proje ama 4.sınıf ne yapacağım?
  • e-okul, e-öğrenme, e-eğitim
  • Dijital yerliler ve dijital göçmenler
  • Analog ve Dijital nedir? Analog elinizdeki bardak, dijital ise kağıda yazılan bardak’tır.
  • Mezunlar paneli – ( Tez – Eğitek – Özel Sektör )
  • Öğrenci Paneli ( İngilizce – Matematik – Fizik )
  • Öğretmenlerin Öğretmeni

Genel olarak girdiğim konferanslardan elde ettiğim başlıkları sıraladım.

Bu kurultay bize öyle farklı bakış açısı kazandırdı ve hepimizde çok büyük değişikliklere yol açtı. Şu an kelimelerin yetmediği bir noktadayım ne yazılır ne anlatılır, yaşanması gereken bir kurultaydı.

Neden yaşanması gerekn bir kurultay? WebSakini’nin de yazdığım bir yazı vardı; Üniversite ve öğrenciler + farklar… 

Kurultayda gerçekten sorumlu, bölümüne hakim, adam gibi BÖTE’li gördüm. Onları gördükçe ve o ortamda bulundukça kendimi daha BÖTE’li, daha sorumlu, daha öğretmenlerin öğretmeni hisstettim.

Bölümümün sorunları, artılarını, eksilerini gördüm, konuştum, tartıştım.

Umudumuzunu gelecekte olduğunu biliyorum. Geleceğimizin de BÖTE’de olduğunu farkettim.

Anında bilgiye erişim ihtiyacı

İşte son zamanlarda en çok gereksinim duyduğum ihtiyaç.

Laptop taşımak artık çok yorucu olmaya başladı. yaklaşık 3 kg ağırlığında birşeyi hergün okula götür getir ve özeelikle BÖTE kurultay süresince taşımak gerçekten zor oldu.

Buna bir çözüm bulmalı. Tüm kişisel kullanım ayarlarıma, programlarıma, dosyalarıma her yerden ulaşmak istiyorum artık. Bilgisayar taşımak istemiyorum.

Çünkü her yerde her an bir şeye ihtiyacım olabilir, ve bilgisayarım yanımda olmadığı zaman yaz sıcağında yanına su ve şapka almadan gezmeye çıkan insan bunalımını yaşıyorum. Bilgisayara çok mu bağımlı oldum? Yoksa her yerde bilgi arama merakı herkeste oluşmaya başladı mı?

10 Mayıs 2009 Pazar

Bu aralar neler var?

Son zamanlarda uğraştığım etkinliklerden bahsedeğim bu kez. Gerçekten etkinlikleri yazmayalı biriktiler.

BBBÖ (Bilenler Bilmeyenlere Bilgisayar Öğretiyor) Eğitmeni oluktan sonraki ilk işimiz Bilgisayar ve Teknoloji Kulübü ile bu projeyi birlikte çalışmasını sağlamak oldu. Konu ile ilgili yetkili birimlerde konuştuk ve önümüzdeki akademik yıl içerisinde Üniversitemizde BBBÖ ve BTK işbirliğiyle eğitim verebileceğiz. Bu konuda benim hem eğitmen, hem de kulübün başıda olmamın büyük etkisi var tabiki. :)

DSCN0469

Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi OMÜ’de Live@Edu programı uygulanmaya başladı. Bu program kapsamında @oposta.omu.edu.tr uzantılı hesaplarımızı aldık ve hala alamayan OMÜ’lülere ulaşıp nasıl yapılacağını anlatıyorum.

balon

Benim içim yine en önemli konulardan birisi olan 3. Ulusal BÖTE Kurultayı 16 -17 Mayıs’ta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yapılacak. Bizde Samsun’dan yaklaşık 28 kişilik bir grup olarak katılacağız. Biz OMÜ BÖTE olarak ilk defa kurultaya katılacağımız için çok heyecanlıyız. Ayrıca Kurultayda yapılacak Öğreni Paneli’nde konuşmacı olacağım için ben biraz daha fazla heyecanlıyım. :)

botekurultay

Unutmadan E.Altuğ YILMAZ Hocamın blogunda yapmış olduğum birkaç yorumdan dolayı Flash CS3 Kitabı kazandım. LINK

Bunların haricinde dolu dolu geçen bir vize haftası ve proje teslim dönemi atlattım. Bu gün son sınava da girerek, sınav koşusunu sonlandırdım.

MS yazokulu başvuruları vardı bir de! Bu programa da başvurdum, ama gönder butonuna basmak benim için gerçekten zor oldu! Çünkü bilgisayar ile ilgilenmeye başladığımda ne kulüp kurmayı, ne de kendimi bu kadar ilerletebileceğimi düşünmemiştim. Bilgisayar ve Teknoloji Kulübü’nü kurulduktan sonra gerçekten güzel işler yaptım ve kulüp üyelerimizle birlikte çok daha güzel işler yapacağız. Şimdi burada girimşicilik ve getirilerini anlatmayayım, o da başka bir yazıya kalsın!

8 Mayıs 2009 Cuma

Live@OMU Balon nasıl patlatılır?

OMU balonlarını patlatıyor.

Bir çok arkadaşımız nasıl yapacaklarını konusunda biraz zorlanıyorlarmış. Onlara yardımcı olabilmek için bir kaç ekran görüntüsü hazırladım. Haydi Balonları patlatalım!!!

(resimlerin üstüne tıklayarak büyük hallerini görebilirsiniz )

6 İlk olarak http://www.balonunupatlat.com a gidiyoruz.

1234

Hesapları sistem yöneticileri tarafından açılan kullanıcılar http://mail.live.com adresine girerek; yöneticileri tarafından kendilerine sağlanan kullanıcı adı ve şifreleri ile hesaplarını aktif hale getirebilirler. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde tüm öğrencilerin hesapları açılmış durumda, balonlar şişirildi, patlatılmaya hazır bekliyorlar. İşte Elimize iğneyi aldığımız an;

Oturum Aç butonuna tıkladığımız andır.

578

Sonraki girişlerinizde sadece http://mail.live.com adresine tıklamanız yeterli olacaktır.
Kullanıcı giriş ekranı karşınıza gelecektir. Kullanıcı adınız (Windows Live ID) ve yeni oluşturmuş olduğunuz şifre ile giriş yapabilirsiniz.

9

10 

Kaynak

Live@OMU facebook grubumuz;

http://www.facebook.com/group.php?gid=85025712203 

1 Mayıs 2009 Cuma

Bende balon patlatmak istiyorum

BalonunuPatlat.com

"Hepimiz kendi baloncuğumuzda yaşamıyor muyuz?"

Projeler ve ödevler canını mı sıkıyor?Kendini bir balonun içine hapsolmuş gibi mi hissediyorsun?Şimdi bu baloncuğu patlatmanın ve dış dünyaya baglanmanın kolay bir yolu var.

Balonunu patlatıp çıkmak lazım, kampüse katılmak lazım.

balonunupatlat

Microsft Live@Edu programı kapsamında üniversite öğrencileri olarak isim@my.universite.edu.tr şeklindeki hesaplarımız ile Eposta, Messenger, Office Live Workspaces, SkyDrive, Spaces, Fotoğraf Galerisi, Mobile, Dreamspark gibi hizmetleri kullanabileceğiz. Şimdilik sadece Erciyes (mezun), Karadeniz Teknik, Ondokuz Mayıs, Adnan Menderes ve Abant İzzet Baysal üniversitelerinde... Biz Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrencileri olarak şifrelerimizi almayı ve balonlarımızı patlatmayı heyecanla bekliyoruz.

Unutmadan Balonunu patlatarak Live@Edu programını en yaratıcı kullananlara da süprizler var.

Nasıl mı?

Önce hesabınızı aktive ediyorsunuz. En güzel kullanım örneğini bilgi@balonunupatlat.com a göderiyorsunuz. İlk üçe girerek hediyeleri kazanıyorsunuz. Bu kadar basit.

Birde Facebook grubu var balonları patlatanların. Hedef 100.000 kişi :D

Peki şimdi napıyoruuuuz? Kullanıcı adlarımızı ve şifrelerimizi alıp balonlarımızı patlayıyoruz.

Bağlar ve Bağcıklar

Web2Icons_600 Bu aralar siteler birbirlerine çok bağlanmaya başladılar. Friendfeed –> Facebook’a, Facebook –> Twitter’a, Twitter –> Windows Live’a sonra hepsi birbirine bağlanabiliyor. Bu bağımlılık benim internetle olan bağımlılığı artırsada genel takibimi kolaylaştırmaya başladı. Facebook üzerinden ff ve twitter hesabını görebiliyor, buradaki hesaplarımı windows live hesabıma bağlayarak orada güncellemelerin gözükmesini sağlayabiliyorum. Yavaş yavaş yaptığım her işlem internet üzerine kayıyor. Mesajlarımı telefon yerine internetten atar oldum (Teşekkürler Web SMS!). Telefondan da internete bağlanabiliyorum bu günlerde.

Bu sebeble bu aralarda ismi çok geçen online işletim sistemi (Windows Azure) çok olumlu bakmaya başladım. Şu anda bilgisayarımı localde sadece program yazmak ve veri depolamak için kullanıyorum(resimler hariç, resimler için flicker, spaces ve facebook). Program geliştirme ve veri depolamayı da tamamen internete bağladık mı tamamdır. Daha internetten çıkamam artık. :D

Peki bu aşırı bağımlılık bizi nereye götürür? Sonuçta Azınlık Raporu(heryerde bizi tanıyan sistemler) filmine mi döneriz? Yoksa Ben Robot’a (Dünyayı ele geçirmek isteyen robotlar) mı? Sonuçta önce bilgisayarlar hayatımızı ele geçirecek, sonra biz onlardan kurtulmaya mı çalışacağız?

İşin şakası bir yana, bilgilerimizi görmediğimiz bir alanda saklamak ne kadar doğru? Bilgilerimize istediğimiz her yerden anında ulaşabildiğimiz sürece doğru. Başkalarının bizden izinsiz kullanmaya kalkması da yanlış. Peki yanlışlar var diye doğrudan vazgeçer miyim? Teknolojiden vazgeçmeyeceğim için tabiki hayır.

Burada ki sorun sürekli internet erişimini sağlayabilmek olmalıdır. Eğer internet, ve elektrik kesilirse hiç bir şey yapamayacağımız durumda da olmamalıyız. O zaman bu filmlerdeki senaryoya dönmeyiz işte.

Konuyu birazda başka tarafa (küçük bir not olarak) çekelim. Bilgisayarın başında uzun süreli kalmanın getirdiği fiziksel problemler var bir de. Özellikle buna dikkat etmeliyiz. Tamam uzun saatler onun başında oturuyor olabiliriz. Ama arada bir yer değiştirmek, otuduğunuz pozisyonu değiştirmek iyi gelecektir. Aslında bir fizik tedavi uzmanından bu konu ile ilgili daha iyi fikir edinebiliriz.

Yine konudan konuya atladım sanırım.

Teknolojinin geldiği yeri(geçmişini) biliyoruz, şu anki noktasını da biliyoruz. Peki geleceği ne olacak?