ÇOCUKLARA KOD (PROGRAMLAMA) ÖĞRETMEK IÇIN 4 ARAÇ

Dünyamız daha çok teknoloji odaklı hale geldikçe; artık çocuklarımıza bilgisayar kullanmasından çok, bilgisayarı, programları ve oynadıkları oyunları kendi kendilerine nasıl inşa edeceğini öğretmeliyiz...

BILIŞIM TEKNOLOJILERI DERSI VE ÖĞRETMENLERI HAKKINDA YANLIŞ BILINENLER

Bilişim Teknolojileri öğretmeni olarak (henüz atanamadım) söylemek istediklerimin tümüdür...

WINDOWS MOBILE 6.1, WINDOWS 7, .NET FRAMEWORK

Yine bir merak üzerine yola çıktım...

BIRAZ RENKLERLE UĞRAŞALIM : CROSS-PROGRESSING

Elimden geldiğince Paint.net ile cross-progressing yapmaya çalışacağım. Birlikte izleyelim bakalım nasıl bir sonuç çıkacak...

Blogger Tricks

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Öğrenciler Teknoloji Seviyor ama “Doğru” Kullanıyorlar mı?

Öncelikle şu resmi inceleyerek başlayalım ve üzerinde biraz konuşalım.

Students Love Technology
Viya: OnlineEducation.net

Amerika'daki yüksek öğrenim kurumları veri tabanı OnlineEducation.net ‘in hazırladığı yukarıdaki posterdeki verileri inceleyeceğiz ve bizdeki kullanım alışkanlıkları ile karşılaştıracağız.

Bizim öğrencilerimizin de yüksek oranda bilgisayar kullandığını biliyoruz. Artık bilgisayara ulaşmak zor değil. Netbooklar olsun Notebooklar olsun masaüstü bilgisayarlar olsun, çok pahalı oyuncaklar değil.

Yani yukarıdaki posterde ilk yazan şeylerden birisi %98’i herhangi bir teknolojik alete sahip. Muhtemelen bizim öğrencilerimizde de büyük bir oran çıkacaktır. Ve bunlardan %38’i teknolojik cihazlardan 10dakikadan fazla uzak kalamıyorlar. Bizdeki durumda buna benzer çıkacaktır. Yolda yürürken bir bakın, çoğu gencin elinde telefon, facebook,twitter, msn vb. açıktır.

Öğrencilerin %27’si çantalarındaki olması en önemli şeyin laptopları olduğunu söylemiş. Bizim üniversite öğrencilerimizde böyledir durum. Her an metro,metrobüs, otobüs gibi yerlerde laptoplarını açıp hemen bir ağ kurup counter,pes oynamak ya da sosyal ağlarda sosyalleşmek için.

Araştırmadaki 4 öğrenciden 3’ü teknoloji olmadan ders çalışamazken; bizde teknoloji olmadan kopyala yapıştır ödev yapamayacakları için ders çalışamazlar.

Araştırmadaki 4 öğrenciden 1’i çalışmalarında podcast ve video gibi görsel materyaller kullanırken, bizde bu oranın çok çok düşük olacağını biliyorum. Çünkü ben bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliği  okuduğum için aynı bölümdeki bölümdaşlarım (arkadaşlarım)’ın büyük bir çoğunluğu podcast ne demek bilmiyorlar. Ama youtube’da çok iyi video izleriz.

Araştırmadaki öğrencileri %91’i öğretmenlerinden extra yardım almak için email kullanırlarken; bizde bu konuda yarı yarıyadır diye tahmin ediyorum. Çünkü ya öğrenci hiç mail atmaz, ya da hoca cevaplamaz. Ya da öğrencilerin attığı mailler forward maillerden ibarettir.

Araştırmadaki öğrencilerin %8’i öğretmenleri ile iletişim kurmak için sosyal ağları kullanıyor. Bu oranı az buldum açıkçası. Bizde Facebook kullanım oranı çok yüksek. Ama bu ne kadar öğretmenden bilgi almak için kullanılıyor bu konuda yorum yapamıyorum henüz tam gözlemleyemedim. Ama genelde oyun istekleri gönderiyoruz.

Şu fotoğrafa bir bakalım.

himym424_1207

Bu fotoğraf How I Met Your Mother dizisinden. Öğrencilere dikkat edersek büyük çoğunluğunun önünde laptopları açık halde bulunuyor. Ve yukarıdaki araştırmayla eşleştirirsek notlarını dijital ortamda tutuyorlar.

Bizde ise durum şöyle oluyor; sınıfta derste laptopları açıyorsak, okulun kablosuz internetine bağlanıp ya torrent açıyoruz ya da oyun oynuyoruz ya da sosyal ağlarda dolaşıyoruz. Ders notları yazan kısım ile azdır ve nasıl olsa notları ondan alabiliriz.

Burada anlatmak istediğim şu; biz bilgisayarı sadece “OYUN” amaçlı kullanıyoruz. Biraz acımasız bir yazı olabilir. Ama Bilgisayar konusunda tüketici bir yapıya sahibiz. Bilgisayar kullanmayı öğreniyoruz ama tüketmek amaçlı üretmek amaçlı değil. Word’de dosya-düzen menülerini  (menü çubuğunu) öğretiyoruz. Bu yıl ücretli öğretmenlik yaparken, bu konuları anlatırken bende sıkıldım. Çocuklarda sıkıldı zaten. Çocuklara okul gazetesi yapacağız dedim. Ama sayfa tasarımı, bilgisayarda yazıların yazılması onlara ait olacaktı. 5-6 kişilik bir grupta 1 ayda gazete hazırlandı. 10-12 sayfa kadardı. Hazırlarken onlara neyin nasıl yapıldığını gösterdim ve gerisini kendilerine bıraktım. Derste bahsettiklerimizin neden önemli olduğunu öğrendiler. Bence 1 yıl boyunca verdiğim dersler yerine en çok gazete hazırlarken bir şeyler öğrendiler.

İnternette tüketiciliğe gelelim. Kız kulesinin karşısındaki o güzel manzarada otururken yaptığımız ilk iş telefonumuzu çıkarıp facebook açmak oluyor. Manzara kimin umurunda? Okulda ilk işimiz oyun ya da sosyal ağlatı açmak oluyor. Öğretmen ödev istese; internetten okumadan kopyala yapıştır yapılıyor ya da hazır ödev indirilip okumadan veriliyor. Yine öğretmenlik yaparken fark ettiğim bir durum; öğrenciler araştırma ödevlerini yaparken google’a yazıyorlar. Arama tuşuna tıklıyorlar. Tamam buraya kadar bir sorun yok. Sonra ilk linkteki her şey okumadan yazılıyor. İlk linkte Ekşi sözlük oluyor, öğrenci okumadan tüm sayfayı defterine geçiriyor. Peki bilgi doğru mu hayır? Ayşe, Fatma, Ali, neden böyle yapıyorsun okuyup doğru mu değil mi baksana? “Öğretmenim nasıl olsa öğretmende okumadan not verecek, ne kadar çok yazı olursa o kadar iyi”.

Konu neydi? “Öğrenciler teknolojiyi seviyor”. Hayır. Öğrenciler teknolojiyi tüketmeyi seviyor. Biz onlara tüketmeyi daha iyi nasıl tüketileceğini öğretiyoruz. Biz bilgisayar bilimleri üzerinde üretebilecekleri şeyleri öğretmiyoruz. Son yıllarda ise öğretmemekle kalmayıp, Bilgisayar derslerini de kaldırıyoruz. Bilgisayar bilimlerinden Tasarım, Yazılım, Donanım, Oyun geliştirme vb. yok değil mi? Bunları öğretmiyoruz. Nasıl tüketiriz öğretiyoruz. Hatta bunu da iyi öğretemiyoruz ki; öğrencilerimiz OECD ülke ortalamalarının altında.

Ben ilköğretimden örnekler verdim ama üniversitede hatta iş yaşamında bundan farklı örnekler de görmedim. Bilgisayarı  ve interneti kullanabileceğimiz o kadar mantıklı ve hayatımızı kolaylaştırıcı yönleri var ki, biz bunları göremiyoruz, kullanamıyoruz, kullanmıyoruz.

Unutmayalım aslında bilgisayar kullanmayı bilmiyoruz. Sadece daha havalı eşyalar oldukları için taşıyoruz. Daha havalı oldukları için ipad, dokunmatik cep bilgisayarı, iphone kullanıyoruz. Sadece ama sadece daha iyi oyunların çalıştırabilmek için yüksek donanımlı bilgisayarlar alıyoruz. Tüketiyoruz ama üretmek adına hiç bir şey yapmıyoruz. 

Umarım teknolojiyi hayatımızda daha yararlı hale geldiği ve öyle kullanıldığı günleri de görürüz.

Yazıma kaynak olan yazı : http://mashable.com/2011/08/10/students-technology-infographic/

Not: Yukarıdaki varsayımlarım tamamen gözlemlerime dayalıdır. Biraz sert çıkmış olabilirim. Sürç-i lisan ettiysek affola. Kimseyi eleştirmek değil amacım. Sadece teknolojiyi öğretmekten sorumlu kişilerden birisi olarak karşılaştığım sorunların sebepleridir bunlar.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Twitter’la yeni tanışanlar için

Twitter ile yeni tanışanlar var. Çeşitli sebeplerde sosyal medya ile tanışmak zorunda olanlar var. Konu uzatmadan Twitter’a gelelim.
Twitter, bir çok kişi ve kuruluş tarafından kullanılan bir sosyal medya sitesi. Twitter sayesinde normalde ulaşamayacağımız kişilere ve kuruluşlara ulaşabilirsiniz.
Neler oluyor kısmına paylaşmak istediğimiz şeyi yazıyoruz. Buradaki olay; Facebook’daki ne düşünüyorum kısmında paylaştıklarımızla aynı. Ama bir sorunumuz var 140 karakter kullanmak zorundayız. SMS gibi.
Gelelim iletişim kısmına. Yani kişilerle nasıl yazışmamız gerektiğine. Bunun için @kullanıcı-adi şeklinde. örneğin; @dijitalyerli yazdıktan sonra mesajınızı yazarsanız o mesajı bana yazmış olursunuz. Ama herkes bu yazdığınızı görür. Aynı durum Facebook’da da var. Bu şekilde birinin adını yazarsanız o kişiyi gönderinizde etiketlemiş oluyorsunuz.
Retweet olayı var bir de. Bu ise bir kişinin gönderisini sizin tekrar paylaşmanızdır. Facebook’daki paylaş gibi.
Önemli bir konu daha # (Hashtag) sembolü ile başlayan ifadeler. # ile başlayan kelime grupları aynı konu üzerinde bahseden twitleri görüntülemeye uygun linkler oluşturur. Örneğin; #ogretmenlereatamaistiyoruz  ya da #bilisimdegelecekvar . # ile bahsedilmiş konuları görmek için http://search.twitter.com/adresini ziyaret edebilirsiniz. Bir de Çok sayıda kişi aynı konudan bahsettiğinde bu konu gündem konuları arasına girer ve sağ taraftaki Gündem paneli altında gözükür.
Sürekli twitlerini görmek istediğiniz kişileri takip etmeniz gerekli. Sizi takip edenler ise sizin paylaştıklarınızı görebiliyor.
Twitter’ın genel kullanımı bu yönde. Zaten ayarlar kısmını da biraz kurcalarsanız, Facebook kullanıcıları için çok da zor olmayan şeyler.
Basit temel bir anlatımı tercih ettim. Çünkü  Twitter ne işe yarar için ; burayı tıklayabilirsiniz.
Technorati Etiketleri: ,,,,,,,,,

4 Ağustos 2011 Perşembe

Ders : Panorama (photoshop’suz)

Ders : Panorama
Malzemeler :
Sonuç : 


Çok profesyonel bir sonuç elde edememiş olabilirim ama panorama konusunda merakımı gidermiş olmak yeterli. Resim işleme konusunda yetenekli değilim. Bilgisayarımda benim gibi bu konuda yetenekli değil. Hala bir Dell inspiron 6400 kullanıyorum (Windows 7’li). Uzun ömürler diliyorum bilgisayarıma.
Öncelikle Microsoft Image Composite Editor 32 Bit indirdim, kurdum. Kurulumdan sonra şöyle bir ekran çıktı; programın ilk görüntüsü:

File –> New Panorama. Açılan pencereden öylesine çektiğim 4 fotoğrafı seçiyorum.

Automatic Crop Tıklıyorum. Bu tık, otomatik olarak seçilecek alanı seçiyor. Export Bölümünden ise PNG Image seçeneğini seçiyorum. Scale bölümünü ise 5 yapıyorum. Çünkü bir önceki yazımda fotoğraflar büyük olduğu için sorun oldu. Bu kez boyutlarını küçülterek yüklemek istiyorum. İstediğiniz boyutları ayarlarsınız artık. :)
Export to Disc tıkladığımızda fotoğrafı bilgisayarda kaydedeceğim yeri seçtim ve bitti.

Sonuçta merak edip durduğum panorama nasıl son haline geliyor öğrenmiş oldum.
Neden Photoshop kullanmıyorum?
Photoshop karşıtı falan değilim. Bilgisayarım kaldırmıyor. Basit çözümler kullanmak zorundayım. Bir de yukarıda da söylediğim gibi resim işleme konusunda henüz ileri düzey bilgim yok. Bu yüzden Photoshop kullanmıyorum.
Technorati Etiketleri: Photoshopsuz,panorama,basit panorama nasıl yapılır?,nasıl yapılır?,kolay panorama,resim işleme