Bu kez bir eğitimci olarak yazıyorum,
Bu kez bir eğitimci ailenin eğitimci kızı olarak yazıyorum,
Bu kez KPSS’ye hazırlanan bir öğrenci olarak yazıyorum,
Bu kez ÖSS stresini en derininden yaşamış bir öğrenci olarak yazıyorum,
Bu kez bilgisayar dışında bir konuda yazıyorum, bu kez...
Eğitimin ne kadar önemli olduğundan, eğitimin gereklerinden, eğitim nedir den bahsetmeme gerek yok, zaten yeteri kadar tartışılan konular bunlar…
Yolda, markette, okulda, stajda vb. giderken bir büyük bir çocuğa bağırdığında, kızdığında gerçekten çok üzülüyorum. O çocuk ki daha yeni dünya ile tanışıyor, sizin kadar deneyimli değil. O’na ne yapılır ne yapılmaz öğrettiniz mi ki çocuğa kızıyorsunuz?
Çocuktur bu yerinde durmaz, bağırır, sürekli oyun oynamak ister, neden onu sürekli oturtmaya, susturmaya çalışıyoruz? Yanlış anlaşılmasın ne disipline ne de şımarıklığa yer verin demiyorum. Çocuğun tüm hareketlerinden büyükleri olarak biz sorumluyuz. Onun yanlış yaptıklarından da biz sorumluyuz. Ona doğruları gösteremedik ki doğruları bekliyoruz. Örnek olay vermiyorum bu kez.
Eğitim sisteminden çok yakınılıyor bu günlerde. Okullarda disiplin sağlayamıyoruz diyor öğretmenler. Disiplin sağlamak için kullanılan yöntemleri bilmiyoruz ki!
Eğitim sistemindeki yanlışları tartışıyoruz hep. Bence yanlışları değil kendimizi, öğretmenlerimizi, öğretmenlerimizi nasıl seçtiğimizi, yetiştirdiğimizi tartışmalıyız önce. Sonra doğru ders programını tartışmalıyız doğru eğitim sistemi için.
Burada öğretmen yetiştirenlere değil eleştirim, eğitim sistemine de değil, öğretmen adaylarını eleştiriyorum. Daha önce söyledim ya kimi eleştiriyorsam açık açık söylerim diye, öğretmenleri ve öğretmen adaylarını eleştiriyorum. Yaptıkları işin farkında olmamalarını eleştiriyorum. KPSS’ye hazırlanırken, asıl amaçlarını, o küçücük ellere nasıl dokunacaklarını, küçük gözlere nasıl bakacaklarını, onlara nasıl hitap edeceklerini unuttukları için eleştiriyorum.
Hani okul 2. evdi?
Hani okulda çocuklar için bir yuva idi?
Hani öğretmenlerimiz diğer anne ve babalarımızdı?
Bunları, bu değerleri unutan öğretmenleri ve öğretmen adaylarını eleştiriyorum...
Üzülüyorum, çocuklar için, geleceğimiz için, öğretmenler için, öğretmenlik mesleğinin kutsallığını yavaş yavaş yitirmeye başladığı için…
Özlüyorum değerli öğretmenlerimi, kapıdan girdiği anda sadece bizi düşünen öğretmenlerimi, ana okulundan lise sona kadar kendimi evimde hissettiren ailemi…
Eğer şu ana kadarki naçizane başarımı onlara, aileme, öğretmenlerime ithaf ediyorum.
Öğretmenlik mesleğinin kutsallığını yitirmemesi dileğiyle…